Açık Yazılım Ağı
6 Şubat 2023’de yaşadığımız coğrafyada elim bir olay gerçekleşti. Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve en az 10 ilimizi daha etkileyen deprem felaketi sonucunda aynı coğrafyayı paylaştığımız insanlar kayıplar ve travmalar yaşadık.
Daha önce herhangi bir arama-kurtarma eğitimi almamış, bölgeye gitmek istese yolda durdurulacak, örgütsüz ve bir şeyler yapmak için gönüllü olabilecek insanların ilk aklına gelen şeyi gerçekleştirmek istedik: profesyoneli olduğumuz konular üzerinden felaketten etkilenenlere yardımcı olmak.
Bu acı olay vesilesiyle, son kontrol ettiğimde nüfusu 23,950 kişiyi aşmış, yazılım alanında faaliyet gösteren gönüllüler olarak bir Discord sunucusunda bir araya geldik ve kendimizi Açık Yazılım Ağı olarak isimlendirmeye başladık.
Açıklama: 6 Şubat’tan bu yana zamanı efektif kullanmak için hep kısa kısa yazdım, kimsenin zamanını fazladan tüketmemeye çalıştım. Discord’da dahi sahnede en az benim konuştuğumu, twitter’da oldukça az tweet attığımı gözlemlemişsinizdir. Bugün bu uzun yazıyı kaleme almamın nedeni insanların bundan sonrasına ilişkin özelden ilettikleri mesajları teker teker değil, toplu halde yanıtlamak. Ve halen iletişim yapamadığımız konular, soru işaretleri varsa açık bir biçimde yanıtlamak için bu yazıyı yayınlıyorum.
Nasıl toplandık?
Hem daha önce topluluk adına birçok yayın yaptığım hem de mesai arkadaşım Furkan Kılıç’ın Twitter’da yine yazılım ekosisteminden tanıdığım İrem Kömürcü ile mesajlaşmalarını gördüm, nasıl yardım edebileceklerini tartışıyorlardı. Ben şahsen henüz hiçbir haber takip edememiş, şirketin planlama toplantımıza hazırlanıyordum. Toplantımız esnasında bir yandan Twitter’daki mesajları göz ucuyla okuyor, Furkan’ın ortaya attığı “bir ısı haritası oluşturalım” fikri için açılan Telegram grubunu takip etmeye çalışıyordum.
Toplantımız biter bitmez Discord’a geçtik. Furkan’la “benim genel yetkilendirme ile ilgileneceğim, onların uygulamaya başlayacağı” ufak bir planlama yaptık.
Furkan’ın “sosyal medya’da insanların ürettiği yardım çağrılarının ısı haritasını oluşturma fikri” o kadar temel bir doğruya dayanıyordu ki... Makro ölçekte ülkede yetkililer dışında kalan hiç kimsenin bölgeden haber alamaması, mikro ölçekte ise olayın canlılığı ile daha mahallesinde ne olduğunu kavrayamamış insanların hangi bölgede nasıl bir yoğunluk olduğunu gözlemleyebilmesi sağlanıyordu. Bu basit ama güçlü fikri “gelin birlikte geliştirelim” çağrısı ile dalga dalga yayıldı. İnsanlar “IT Deprem Yardım” ismiyle oluşturduğumuz Discord sunucusunda toparlanmaya başladılar.
Nasıl büyüdük?
Bilişim sektörüne temas eden herkese yaptığımız açık çağrı yanıt bulunca Furkan’la ilk stratejimiz, onun projeyle ilgilenmesi, benimse biraz daha genel resme bakıp yetkilendirmeleri yapmak, repository’leri açmam üzerine oldu.
Kendi adıma yapacaklarım zaten kafamda netti, github.com/acikkaynak 2015 yılından bu yana vardı ve zaten tam da insanlarla birlikte geliştirme yapmaya hazırdı. Kendi çevremde, topluluktan tanıdığım arkadaşlarımızla da yürütülen ufak projelerde benimsenen fikirsel altyapı birçok profesyonelin de bu çalışmalara dahil olabileceği bir zemine elverişliydi.
Furkan ise frontend, backend, tasarım gibi ekipler oluşturup bu kişilerden bazılarını projelerde yetkilendirilmek için bana yönlendiriyordu.
Projelerimizi o noktadan itibaren Apache 2.0 açık kaynak lisansı ile herkesçe denetlenebilir, herkesin nezaretinde geliştirilen bir yapıya kavuşturduk. Veri dışında her konuda şeffaf olduk, verileri yalnızca STKlar/yetkili kurumlar/akredite kurumlar ile paylaşacak şekilde bir ilke belirledik. Bu bizim süreç boyunca hassasiyetle koruduğumuz temel iki ilkemizi oluşturdu.
Son kontrol ettiğimde yalnızca discord sunucumuzda 24,000 kişi olmamıza az kalmıştı. Süreçte mutlaka küstürdüğümüz, kendini dahil olamamış hissederek uzaklaşan kişiler de olmuştur.
![](https://cdn.hashnode.com/res/hashnode/image/upload/v1676612473943/89951b44-d922-4e81-a0cb-9404d16c9701.png align="center")
Açık kaynak olmasının anlamı nedir?
Projelerin açık kaynak olmalı kriterini benimsedik çünkü başından bu yana amacımız: yaptığımız iş denetlenebilir, gerektiğinde belirli sistemlere entegre edilebilir ve diğer insanların da az bir eforla bir ucundan tutabileceği şekilde geliştirmeye açık olmalıydı.
Kurumsal bir şirkette bir projeye dahil olan birileri, belki 3. haftasının sonunda “süreçlere uygun” geliştirme yapmaya başlayabilir durumda oluyorsa bizde bu süre 5-6 dakikaya indi.
O an “projeyi çıkartma” motivasyonuyla düşünemediğimiz ama sonradan da fark ettiğimiz bir nokta ise; gün 1’den açık kaynak ilerleyerek aslında ileride bizden bağımsız bu sistemlerin herhangi bir ülkedeki başka herhangi bir STKsının/yetkili kurumunun/akredite kurumunun bunları kullanabilmesini sağladık.
Açık kaynak olarak geliştirdiği için artık bizim bu projelerin kaynak kodlarını “kapatma” veya başka bir yerde kullanılmasına engel olma şansımız yok. Bu anlamda projenin kaynak kodları kimsenin sahipliğinde veya tekelinde değil. Kötü bir vesileyle de olsa, bizim bu çalışmaları “gönüllüler” olarak yapıp, dünya bilgi hazinesine bağışlamış duruma geldik.
Ne tür projeler geliştiriliyor?
İlk olarak afetharita.com ile çıktık. Daha sonra yeni fikirler geldikçe yine açık kaynak bir yazılım vakfı gibi (Apache Foundation, CloudNative Computing Foundation, Free Software Foundation, Linux Foundation, Mozilla Foundation v.s.) gelen projeleri değerlendirip, bunlara gönüllü ekipler kurup ilerlemelerinin önündeki engelleri kaldırmaya çalıştık.
Bir proje listesi üzerine çalışıyoruz, çok yakın zamanda iç süreçlerimiz daha da düzene girmiş olacak. Ancak bugünlük “yayına hazır” projeleri https://afet.org/ adresi altından görüntüleyebilirsiniz.
Denetim ve güvenlik ne aşamada?
Konu açık kaynaklı geliştirme olunca akla gelen ilk sorulardan birisini eleyelim: Hayır, herkes dilediğince müdahale edemiyor. Öncelikle proje liderleri projelerde yetkili oluyor. Ancak herkes geliştirilen kodları okuyup, yeni değişiklik önerilerinde bulunabiliyorlar. Bunu bir meclis yapısı gibi düşünebilirsiniz. Nasıl kanunlar herkese açıksa ve ve her kanun önerisi kabul edilmiyorsa, bu süreç de “öneriler” ile gidiyor. Projede yetkili olanlar da bu önerileri kabul edip, kendi şerhlerini düşüp projeye dahil etme veya etmeme tasarrufunda bulunabiliyorlar.
Yine süreçte gönüllü olarak gece gündüz çalışan bir altyapı ekibimiz oluştu ve onlar da bize süreç boyunca desteklerini esirgemeyen bulut sağlayıcılarla birlikte güvenilir bir ortam sağlıyorlar.
Özellikle afetten sonraki 2. gün siber saldırıların da gelmesiyle yine sektörden çok deneyimli siber güvenlik firmalarının ve uzmanlarının destekleri ile hem kod tarafındaki hem de altyapı tarafındaki zaafiyetlerimizi belirli aralıklarla kontrol ettirdiğimiz bir yapıya kavuştuk.
Kimlerden destek aldık?
Neredeyse herkesten!
Gün 0’da gönüllülerden.
Saatler sonra bilinen bulut hizmetleri sağlayan tüm firmalar bize yardımcı olmaya çalıştı. Hiçbir hizmet talebimizde hayır denilmediği gibi, mevcut hizmetlerindeki limitleri bizler için kaldırdıkları oldu.
Proje ekiplerindeki insanların firmalarına haber vermesiyle birlikte firmalar da bize ulaşıp “nasıl yardımcı olacaklarını” sordular. Birçok firma çalışanlarının açık kaynaklı olarak katkıda bulunabilmelerini desteklediler. İlgili alanlarda nasıl destek verebilecekleri konusunda kafa yorduk ve iletişime her zaman açık haldelerdi.
Sektörel kazanımlarımız neler oldu?
Bu afet durumu ile bir araya gelmenin ülkemize, coğrafyamıza çok fazla kayıp yaşattığı aşikar. İşin sahadaki STKlara/yetkili kurumlara/akredite kurumlara geri hizmet sağlamak kısımlarını dışarıda bırakarak (diğer türlü haddimizi aşıp, diğer kurumlarla yarıştığımız anlamı çıkabilir, o nedenle lütfen maruz görün) Tüm bu kayıplarımızı aklımızda ve kalbimizde tutarak, yalnızca buradaki çalışma kapsamında teknik bir değerlendirme yapmamız gerekirse:
Bilişim sektöründeki kişiler twitter’daki hararetli tartışmaları, küskünlükleri gerilerinde bırakarak, zor anlarda yardımlaşma ve dayanışma zemininde bir araya gelip, birlilkte çalışabildiklerini hissettiler
Sahaya nasıl yardım ulaştırabileceği konusunda sabahlara kadar tartışan yüzlerce kişi hepimizin birbirine inancını tazeledi
İnsanlar açık kaynak geliştirme, bulut hizmetleri v.b. yeni çalışma disiplinleri ile tanıştılar
Birçok organizasyonun seneler içinde alacağı yolu sektörün belirli pratikleriyle 2-3 günde bir düzene getirebildik
Kaos gibi görünen bir yapıda çalışan, canlıda olan yazılımlar örebildik
Kurumlara, geçmişte birçok kez “hukuki” nedenlerle çekince ile yaklaştıkları “açık kaynak geliştirmenin” çok kaygılanacak bir yönü olmadığını ispat ettik
Farklı kurumlar altındaki insanlar birbirleri ile çalıştılar, farklı yaklaşımlar, farklı kültürler bir araya geldiler ve birbirlerini tanıyıp yeni ilişkiler başlattılar
Yazılım alanında sürekli tartışan insanlar gibi görünüyorduk, hem kendimiz hem de dış partiler potansiyelimizi gözlemleyebilmiş oldu
Kurumlara, medyaya, çevremize, bizden sonraki nesillere ve en çok da kendimize ilham “influence” oluşturduk. Bir arkadaşımla yaptığım toplantıda 1-2 aydır yazılım alanında kötü zamanlar geçirdiğini ama buradaki birlikle tekrar doğduğunu konuştuk.
Dahası şöyle mesajlar aldık: “Hatay’da 12 yaşında öksüz kalan akrabam bana abi çocuklar için de bölüm ekleyelim bana bilgisayar alalım kod yazcam dedi, afetcocuk.com’u bana al diyor.”
Bundan sonra ne olacak?
Bunun bir kişisel bir de Açık Yazılım Ağı için yanıtı var.
Planlama esnasında naçizane belirli ilkeler etrafında kalmaya özen gösterdim, ekipte koordinasyon tarafındaki diğer arkadaşlarımın da hemfikir olduğunu gördükçe mutlu oldum:
Yaptığımız çalışmalarda tekrarı önlemek ve odaklanmak,
Gönüllü olan kişilerin sırtından angarya işleri mümkün olduğunca kaldırmak,
Yasal zeminde kalmak,
Gönüllü olarak katkıda bulunan insanlarda kötü bir his oluşturmamak,
Taşıyabileceğimiz kadar yük kaldırmak,
Açık kaynak olarak devam etmek,
STKlara/yetkili kurumlara/akredite kurumlara destek vermeye devam etmek,
Plan listesi olarak somutlaştırmak gerekirse,
Eser Özvataf olarak kişisel kısım:
Açık Yazılım Ağı hızlı başladı. Kendi adıma, bunun bundan sonra daha sürdürülebilir olması için çalışacağım
Ekipten ikna edebildiğim arkadaşları ara ara YouTube kanalım’a çağırıp Açık Yazılım Ağı için online hackathon’lar düzenleyeceğim
Bazı kurumlardan destek alarak 2-3 ayda bir fiziksel Açık Yazılım Ağı Hackathonları düzenleyip odak projeler çıkartarak, yalnızca afet anlarında değil, sürekli bir açık kaynak bilinci oluşmasını sağlayacağım (başarabilirsem)
Süreçte olduğu gibi, bundan sonra da kurumlar ile irtibatta olup ortak projeler yapmak, açık kaynak projelere katkıda sağlamaya çalışmak, içlerinde “Açık Kaynak Geliştirici” istihdam etmek için onları ikna etmeye çalışacağım
Apache Foundation, CloudNative Computing Foundation, Free Software Foundation, Linux Foundation, Mozilla Foundation v.b. ne ise Türkiye’ye de bir yazılım vakfı kazandırmaya çalışacağım (işin hukuki/resmi tarafına değil fikir ve çatı kısmını inşa etmeye odaklı durumdayım)
Bu ve benzeri durumlar için gelecekte kişisel olmayan verileri paylaşmak için nasıl bir veri platformu inşa ederiz’i planlamaya çalışacağım
Açık Yazılım Ağı’nın mevcut çözümlerinin “paketlenmesi” kısmında çalışmalarım olacak
Açık Yazılım Ağı’nın portföyündeki yazılımları tanıtıp bunları kullanıcılara ulaştıracağım
Açık Yazılım Ağı’nın çözebileceği potansiyel sorunlar, durumları keşfe çıkacağım
Açık Yazılım Ağı kısmı:
Hali hazırda olan code of conduct’ımızın üzerine bir inclusion policy yayınlayacağız (her dilde) (bkz: https://github.com/mozilla/inclusion)
Süreç boyunca kendi mesai saatlerinde dahi gece/gündüz çalışan arkadaşlarla iletişimi senkron iletişimden asenkron iletişime döndürülecek
Çok tekrar eden süreçler için akış yapıları kurgulayıp formlarla ilerlenecek
Yeni proje formları
Yeni katılımcı formları
Kaynak ihtiyaçları
İş talepleri
Ve benzerleri...
Sürecin hukuki kısmı ile ilgili gereken yükümlülükler yerine getirilecek (kişisel verileri yok etme v.b.). Bunun için bir deklarasyon çalışmamız gelecek hafta başına kadar yayınlanacak
Projeler belirli portfolyolara oturtulacak. Bunun için web sitesi üzerinde projelerimizin olduğu çalışmamız gelecek hafta başına kadar yayınlanacak
Projeler tek bir çözüm gibi paketlenecek, bir araya getirilecek
Paketlenen çözüm white-label ürünler olarak kurulabilir hale getirilecek (bir wordpress benzeri blog kurar gibi düşünün)
Discord çatımızın altında yer alan kitle ile bağlantıda kalmanın yollarını arayacağız
Kısacası aslında “biz tam gaz devam edeceğiz, KVKK, GPDR başta olmak üzere yasalara uyumlu bir şekilde, STKlara/yetkili kurumlara/akredite kurumlara çözümler sağlayacağız. projeler konusunda da odak sağlamak için birkaç gün içinde yeni bir yönelge yayınlayacağız”.
Bize nasıl destek olunabilir?
Öncelikle gönüllü başladık ve servis sağlayıcı kurumların bizlere açtığı bazı hesaplar dışında hiçbir bağış, teşvik, fon v.b. ile ilerlemedik. Bir yazılım topluluğunun ötesinde davranışlarımız olmadı.
Dolayısıyla bir yazılım topluluğunun temel ihtiyaçları olan bilinirlik, çevre oluşturma, katılımlarla büyüme ihtiyaçlarımız halen devam ediyor. Özellikle projede yer aldığını bildiğiniz insanları takip ederseniz zaten destek olmuş olacaksınız. İlk olarak Twitter, ikinci aşamada Instagram bu süreçte en net kitlesel aktarımın olduğu platformlar oldu. Bu kanallardan açık yazılım ağı gönüllülerini ve açık yazılım ağının kendisini takip edebilirsiniz. Ben bilhassa bu süreçte kendi Twitter hesabımda yazmaktansa diğer arkadaşlarımızın tweetlerini dolaşıma sokmaya odaklandım (zaten birçoğumuzun tweet yazacak zamanımız olmadı).
Farkındaysanız destek için sosyal medyaya yönlendirdim. Çünkü somut bir plan çıktığında Açık Yazılım Ağı’nın eylemlerini duyuracak bir kanal oluşturmaya ihtiyacımız var. O nedenle iletişimde kalalım!
İletişim
İlk günden itibaren sunucudaki moderasyonu tek kişi düzenlemeye çalıştığım an bile aklımda en kritik işlerden biri “iç iletişim” idi. Discord’un “sahne” özelliğini oluşturmak, ve o kısmı Furkan’a devrettiğimiz için periyodik güncellemeler verme konusunda bayağı baskılamış olabilirim. Daha sonra bu Discord içerisinde bir ritüel haline geldi.
Şimdi iletişimi bir halka daha şeffaf, erişilebilir ve dışa dönük yapma zamanı.
Yukarıda da bahsettim, buradaki eforlara dair hem geri bildirimler almak hem de daha net konuları aktarmak, hem işin başındaki insanlarla iletişimde bulunmak için kendi adıma Açık Yazılım Ağı ile ilgilendiğim süreçte https://eser.live adresinde yayında olmaya çalışacağım. Eminim bu yayınlarda topluluktan birçok kişi bana katılacaktır, onların taraflarını dinleyip bir yandan da neler yapabiliriz birlikte konuşmuş olacağız.
Kapanış ve kişisel öngörülerim
Korkunç bir afet yaşadık. Birçoğumuz için bunun travmatik sonuçları olacak. Atlattığımız her badirede olduğu gibi biz her ne kadar eski hayatlarımıza dönmek istersek isteyelim, bir şeyler değişecek veya kendimizi aynı noktada bulmamak için değişmek zorunda olacak.
Açık kaynak ile tanıştığım yıllarda, okulunu henüz bitirmemiş alaylı bir yazılımcı olduğum ve çalışmaya devam ettiğim için “uzaktan çalışma”yı da pratik ediyordum. Pandemi tüm dünyada birçok hasar bıraktı, uzaktan çalışma artık garipsenmeyen bir pratik olarak hayatımıza girdi.
Açık Yazılım Ağı da kötü bir vesileyle olsa da bizim açık kaynak’ın önemini ve birlikte öreceğimiz sistemleri tanımak için değişimde rolü olan bir çark haline gelebilir. Yeter ki biz coğrafya olarak aynı kaderi tekrar yaşamamak için bir şeyler yapmak isteyelim.
Sıklıkla sorulan sorular
Birlikte yapılan ürünlerin kişisel PR malzemesi olduğunu düşünüyor musunuz?
Bunun hatalı bir soru olduğunu düşünüyorum. Açık kaynak geliştirmede herkes kendi katkısını ortaya koyarken bundan kıvanç duyabilir, çalışmanın spesifik bir bölümüne vurguda bulunup kendini veya yakın arkadaşlarının çabasına daha fazla değer atfedebilir. Bana kalırsa projenin tamamına görünürlük sağladığı için bunun çok da büyük bir sakıncası yok. Siz de projelerin doğru tanıtılmadığı, eksik kaldığı kısımlar için tanıtım yazabilir, README’leri güncelleyebilir, sosyal medyada bahsedebilirsiniz. Ben elimden gelince kendi kaynaklarımla bunları desteklemeye çalışıyorum.
Herkes bu çalışmalar esnasında tanıştığı kişileri etiketleme, onlara minnettarlık gösterme anlamında serbest olursa bu daha çok olumlu bir paylaşım doğurur. Elbette buradaki 24000’e yakın kişiyi tek tweet’de etiketleyemeyiz ama herkesin katkısı burada, aynı zeminde olarak zaten eşit derecede kıymetli.
Neden formlarla iletişim yapıyoruz?
İlk 1 hafta boyunca birçok gönüllü ellerinden geldiğince insan üstü eforlarla bir çalıştılar. Ancak ikinci hafta itibariyla ulusal yas’ın da bitmesiyle hem daha az zaman ayırabilir hem de nöbetleşe çalışır bir düzene dönmek zorunda kaldılar. Bu anlamda taleplerin, “cloud ekibi”, “ML ekibi” gibi nöbetleşe bakabileceği ve sistem üzerinden kontrol edebileceği ve kaybolmayacağı asenkron iletişimle ilerlenebileceği bir yapıya geçmek istiyoruz. Bu işin sürdürülebilirliği için şart görünüyor.
Neden bazı projeler iptal ediliyor?
Biz istiyoruz ki, bir sonraki afette hazırlıksız yakalanmayalım. Hatta Kahramanmaraş depreminde üzerimize düşen vazifeyi tamamladıktan sonra olası bir sonraki afette yine tüm her şeye 0’dan başlamayalım.
Coğrafyamızı koruduktan sonra, gerekirse dünyanın diğer taraflarında da kullanılabilecek yangın, tsunami, fırtına, yangın v.b. felaketlerde de insanlığa yardımcı olabileceğimiz bir açık kaynaklı, Wordpress gibi kurulabilen, bize bağımlı olmayan bir sistem geliştirelim.
Bunu yaparken de odaklanmak ve birbirinin benzeri işleri yapan proje ekiplerini birleştirmek, devamında da insan ve hesaplama/computing kaynaklarımızı efektif kullanmamız gerekmekte.
Aslında burada bir iptal değil, yazılım vakıflarının da yaptığı gibi projeleri basamak sistemiyle sıralama söz konusu olacak.
Biz form doldurduk ama geri dönüş olmadı. Neden önemsemediniz?
Önemsedik, ancak 4 günde herhangi bir kurumsal firmanın bile kolay kolay altından kalkamayacağı bir organizasyon ve görev dağılımı oluşturduk. İnanın bu tarihte birkaç yerde “case study” olarak anılacak bir çalışma ve gönüllüler olarak hepimiz bunun bir parçası olduk.
Ancak bir süre sonra STKlarla/yetkili kurumlarla/akredite kurumlarla irtibatlanarak mevcut talepleri sahaya yansıtmaya odaklanmamız gerekiyordu ve bir noktada proje sayısını limitleyerek yeni proje alamaz hale geldik. Özellikle altyapı ekiplerimiz orada güvenlik kontrolleriyle birlikte insanüstü bir eforla çalıştılar. İnanın zaman sınırına takıldık. Siz açık yazılım ağı çatısı altında projelerinizi sürdürdüğünüz sürece, ben şahsen birkaç hafta içinde gelip sizinle tanışmak ve konuşmak için elimden geleni yapacağım. Eminim diğer arkadaşlarım da dönüş gerçekleştirecektir. Eğer ulaşamazsam twitter üzerinden de erişebilirsiniz. Halen tüm mesajlara dönemedim. Kusura bakmayın.
Bazı bağlantılar
Entegre yapılar:
Videolar:
Deprem Dayanışma YouTube Ortak Yayını
(linki bulamadım, güncelleyeceğim)Webtekno röportajımız
https://www.youtube.com/watch?v=2rmDUQYQc3k
Bizden bahseden makaleler:
WIRED
https://www.wired.com/story/tech-volunteers-rush-to-save-turkeys-earthquake-survivors/TIME
https://time.com/6254500/turkey-earthquake-twitter-musk-rescue/Google Türkiye Resmi Blog
https://turkiye.googleblog.com/2023/02/yasanan-deprem-felaketinin-ardndan.html?m=1Milliyet
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/hanife-bas/yazilim-ordusu-seferber-oldu-6902301https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/girisimci-z-kusagi-tarih-yaziyor/682924