Gönüllü olduğum işlere dair planlama ve değerlendirme

5.52 dakika okuma süresi
Paylaş

Bildiğiniz üzere Agile’ı benimseyen ürün geliştirme ekipleri bir kaizen (sürekli iyileştirme) kültürü içerisinde retrospective toplantıları yaparlar, bunu da sonraki döneme ilişkin bir planlama ritüeli takip eder. Yerelleştirip, “takkeyi önüne alıp düşünmek” olarak da ifade edebileceğimiz bu “değerlendirme” ve “planlama” pratiklerini yararlı bulduğumdan, periyodik olarak kendi gönüllülük esasında yaptığım işlere de uyguluyorum. Amaç sürekli iyileştirmek ve yeni bir şeyler denemek olunca bu kez bu değerlendirmeyi yazılı ve şeffaf gerçekleştirmek istedim.

Bir başka deyişle bu yazıdaki her şey aslında kendi özelimde olan “kişisel” değerlendirmelerim. Bu yazı kapsamında yalnızca neyi, nasıl ve neden yaptığımı netleştirmek için yazılı hale getirmeye çalışacağım. Belki bugün net yanıtlar alamayacağım ancak bu ilk adımdan başlayarak, kişisel dönem değerlendirme sürecimin sonunda nihai olarak şu sorulara yanıt almaya çalışacağım;

  • Hangi alanlarda gönüllü faaliyet gösteriyorum?
  • Bu alanlardaki çalışmalarımın kapsamlarını daha da netleştirebilir, konsantre hale getirebilir miyim?
  • Bu alanların hangilerinde gerçekten yararlı oluyorum?
  • Bu alanların hangilerinde geri dönüş alıp kendimi geliştirme fırsatı buluyorum?
  • Bu alanlardaki çalışmalarım bir bütüne, bir ilkeye, bir fikre hizmet ediyor mu?
  • Bu alanlardaki çalışmalarım ile bütünsel bir ilke, bir yaklaşım oluşturabilir miyim?
  • Bu alanlardaki çalışmalarımın birinden vazgeçerek daha yararlı olabileceğim yeni bir alan bulabilir miyim?
  • Değerlendirmelerimin sonucunda bir yol haritası çıkartabildim mi? Bir hareket planı oluşturabilir miyim?

Konferans/Meetup Konuşmaları

Bu aslında kendimi oldukça sınırlamaya çalıştığım bir alan. Çocukken konuşma zorluğu yaşayan biri olarak konuşmalar yapmanın beni ekstra motive eden bir yanı da var. Ancak benim bu alandaki faaliyetlerimin diğer gönüllü olduğum kısımlardan zaman çalmaması, ve ürettiğim yararın sürdürebilirliğinin korunması gerekiyor. Bu nedenle;

Bu konuşmaları sayısal anlamda senede en fazla 5 etkinlikle sınırlıyorum.

Aynı başlıktaki konularla ilgili farklı konuşmacılar oluşmaya başladığında ben bırakıyorum. Bir örnek olarak Serverless/FaaS konusunu 2 yıl önce yalnızca Daron Yöndem ve ben anlatırken, şimdi çok daha fazla kimse konu hakkında konuşma gerçekleştiriyor. Dolayısıyla ben daha yararlı olacağım farklı konular oluşmadıkça kendimi tekrar etmemeye çalışıyorum.

Yine aynı kitleye seslenen aynı şehirdeki organizasyonlara aynı konu ile gitmemeye çalışıyorum. Bir örnek olarak Frontend İstanbul’da TypeScript anlattıysam ve jstanbul’da TypeScript’i tekrar anlatma şansım olursa; ilk olarak bakacağım şey katılımcıların aynı olup olmadığı olacaktır. Aynı kitleye birden fazla kez aynı şeyi aktarmanın bir yararı bulunmuyor. Bu nedenle üniversitelerin lokal öğrenci etkinliklerine daha fazla açığım bu dönemde.

Dolayısıyla insanlarla tanışmak, etkinliklerin heyecanlarını paylaşmak ve sürdürülebilirliklerini desteklemek için 2019’da da konuşma davetlerine yanıt vereceğim ancak bunun için YouTube’de etkin olacağım zamandan çalmak istemiyorum.

Hareket Planı: Belirlediğim sınırlamalar dahilinde etkinliklerde konuşmalara devam edebilirim.

YouTube Yayıncılığı

Geçtiğimiz sene başladığım, yatırım yaptığım, ufaktan kitle oluşturmaya başladığım ve daha da büyüteceğim gönüllü çalışma alanım aslında YouTube.

Ben başlarken daha ıssızdı, ancak canlı yayın streamleri halen yazılım içeriği anlamında potansiyeline ulaşamadı. Twitch gibi platformda yazılımla ilgili içerik aradığınızda “Creative” başlığı altında live coding dışında bir içerik bulamıyorsunuz. Ancak önümüzdeki dönemde bunun değişeceğine inanıyorum. Kendimi de bu değişimin öncülerinden biri olarak konumlandırmaya çalışıyorum. Bu nedenle YouTube benim için çok kıymetli bir gönüllülük alanı.

YouTube için hareket planımı çıkarttım aslında. Canlı yayınlarda zaten oyun temelli twitch yayıncılığının pratikleri literatüre kazandırılmış durumda. Bunu yazılım için de kullanmak mümkün. Bilgisayarlarımızın başında kahvelerimizi yudumlarken,

  • yazılım ürünlerini unbox edelim,
  • bir radyo/podcast yayınıymışçasına yazılım gündemini konuşalım,
  • açık kaynak proje ve araçları keşfedelim,
  • birlikte konferans kayıtlarını izleyelim,
  • ve bir araya gelip networking oluşturalım,

istiyorum. YouTube Kanalım üzerinden takip etmeye başlayıp siz de katılımcı olmaya başlayabilirsiniz.

Hareket Planı: YouTube üzerine yatırıma devam.

Evangelist Yaklaşım

Gerek yüz yüze, gerek internet üzerinden iletişimde bulunduğum yazılımla ilgili herkese bir takım ilkelerin ve yaklaşımların evangelistliğini yapmaya çalışıyorum. Ancak direkt “kendi önceden hazırlanmış görüşümü” aktarmak yerine, insanları önce dinleyip daha sonra farklı bir yol/yöntem mümkün mü birlikte konuşmak burada benim icra ettiğim en önemli farklılık.

Örneğin daha çok kurumsal iş ortamlarında bulunuyorsam, o disiplinde kendine henüz pek de yer edememiş ancak yavaştan nüfuz etmeye başlayan Açık Kaynak pratiklerinin savunuculuğunu yapıyorum. Gerçekten organizasyonlarımızı güvenlik duvarlarının, kapalı kod tabanlarının arkasına mı saklamalıyız?

Yine insanların ne yaptıklarını çok iyi bildiği, özverili olduğu ancak toplamda verimden bahsedilmediği ortamda “ne üzerine”den çok “nasıl çalıştıklarını” sorgulayan Agile pratiklerini ortaya atmak başkalarına bir bakış açısı kazandırmak anlamında yararlı olabiliyor.

Biraz daha geleneksel yazılım yaklaşımlarını gördüğümde, unix felsefesinin, DevOps yaklaşımlarının, cloud computing’in iddiaları ile bu görüşleri sınamaya çalışıyorum. Bazı konularda insanlarla yaptığınız bir konuşma o an verimli olmasa dahi bir tohum olarak bir fikrin filizlenmesine, daha sonra da büyümesine neden olabiliyor.

İnsanlarla konuşmak, dertlerini ve içinde bulunduğu durumları dinlemek, onlara yeni bir şeyler önermek kesinlikle beni mutlu ediyor. Temelde mühendisliğin çözümcü yaklaşımını sosyal konular üzerinde de ele almak hem bana bu alanda bir sorun-çözücü olarak deneyim katıyor hem de insanlar pek kendi görüşlerini dinleyen birilerini bulamadığından bir boşluğu dolduruyor.

Hareket Planı: Devam.

Açık Kaynak Projelerim

Benim için acik-kaynak.org‘un geliştirilmesi başlı başına bir “açık kaynak” proje oldu, bu projenin sahibi ben değilim fakat inisiyatifi başlatan bendim. Bu noktada konuyla ilgili iki çuvaldızım var, biri kendime. Benim için acik-kaynak.org‘un geliştirilmesi hep ertelendi. Halen gerekli zamanı bulup geliştirmeye devam etmek istiyorum ancak bunu başaramıyorum. Diğer yandan ülkemizde dillendirildiği kadar açık kaynak sevdalısı olmadığını iletilen proje sayılarından görmüş bulunuyorum.

Tassle benim uzun yıllar üzerinde çalıştığım bir .NET Standard component paketi, .NET Core’un çıkışı ile birlikte ciddi refactorler geçirdi. Ancak halen istediğim olgunluğa kavuşamadı.

Ponyfills, Immunity, Evangelist, Enthusiast, ServiceManager, CoFounder, Senior, Maester, Consultant, JsMake gibi ufak tefek JavaScript toolchain olarak ifade edebileceğim projelerim üzerinde vakit buldukça çalışıyorum.

Diğer yandan Darty, Create-Darty-App, Darty React App, Darty React Hooks App gibi kod tabanı oluşturma aracı projem devam etmekte. Aslında ts-spa-boilerplate isimli frontend geliştirme boilerplate’imin create-react-app pratiklerinin çok benimsenmesi sonrasında evrimleştiği nokta olarak ifade edebiliriz “Darty”yi.

Tabii ki bunlar aktif maintain ettiğim ve son dönemde ilgilendiklerim. Daha sayamadığım ve GitHub üzerinde bulunan 103 adet açık kaynak repository’m bulunuyor, bunlar arasında oyun geliştirme alanında sayılabilecek Quake 3 Mod’undan tutun, C++’da yazdığım AST üzerinde çalışan parserlara veya Solidity üzerinde oluşturduğum Etherium SmartContract’lara kadar birçok farklı proje bulunuyor. Tek kişi bunları maalesef çok etkin maintain edemiyorum. Bazılarını seçip bu projelerin geliştirmelerine daha konsantre devam etmem gerekecek.

Hareket Planı: Üzülerek bir sınırlama getirmek, daha konsantre gitmek gerekiyor.

Akademik Çalışmalar

Bu yazıyı yazarken Kuzey Kıbrıs’ta blockchain ile ilgili lisansüstü tezimi savunmak ve teslim etmek üzere bulunuyorum. 36 yaşında biri olarak okul ve eğitim her zaman bırakmadığım bir parça oldu hayatımda. Tatil dönemlerinde bile edX üzerinden MIT’den ders aldığım, hem çalışıp hem de eğitimimi sürdürdüğüm dönemler hayatımın bir gerçeği gibiydi.

Şimdi ise son mezuniyetimle birlikte, özel hayatıma daha fazla zaman ayırmak ve kendime iş ve kültür alanlarında bir şeyler katmak için bu aktif eğitim kısmını bırakmak zorunda hissediyorum.

Oluşacak entelektüel kazanım boşluğunu belki daha fazla kitap ve yayın tüketerek telafi edebilirim.

Hareket Planı: Farklı alanlara zaman ayrılacak.

Aslında her başlığın altında kendi değerlendirmem ve hükmüm yazdığı için yazının sonuç kısmında yazacak pek bir şey kalmıyor.